In the simplest sense, political communication is a process of persuasion. However, in the case of "propaganda", this process of persuasion corresponds to an effort to systematically reconstruct both reality and the mental plane of the masses. Propaganda, which is an inevitable manifestation of man's power struggle, reached its climax with the development of new techniques and methods. In many countries, films reinforce the existing political order or inspire alternative political movements. The film "Heart of Turkey: Ankara" (1934), shot by Soviet directors Sergei Yutkevic and Lev Arnstam, made a cinematic contribution to the New Turkey's effort to promote itself inside and outside the country. In this study, the development and importance of propaganda cinema as a political communication tool is emphasized. The movie "Turkey's Heart: Ankara", which offers a cinematic witness to the modernization journey of the Republic of Turkey, has been tried to be discussed in terms of propaganda.
En basit anlamıyla siyasal iletişim, bir ikna etme sürecidir. Ancak “propaganda” söz konusu olduğunda bu ikna süreci, hem gerçeğin hem de kitlelerin zihinsel düzleminin taammüden ve sistematik olarak yeniden inşasına dönük bir çabaya karşılık gelmektedir. İnsanın iktidar mücadelesinin kaçınılmaz bir tezahürü olan propagandaya has tür ve tekniklerin etkisi, kitlesel ölçekli propaganda aygıtlarının sahneye çıkması ile doruğa ulaşmıştır. Bu süreçte, başlı başına ideolojik bir aygıt olan sinema, propagandatif pratiklere uygunluğu ile öne çıkmaktadır. Pek çok ülkede filmler, mevcut politik düzeni tahkim etmekte ya da alternatif politik hareketlere ilham kaynağı olmaktadır. Politik süreçlerin ve ulusal kimlik inşasına yönelik gayretlerin sinemasal anlatılarla desteklendiği yirminci yüzyılın buhran dönemlerinde, genç Türkiye Cumhuriyeti de, bir eğitim ve aydınlatma faaliyeti olarak gördüğü sinemanın propaganda etkisinden istifade etmek istemiştir. Bu amaçla bizzat Atatürk’ün talimatı ile Cumhuriyet’in kuruluşunun onuncu yılı kutlamaları çerçevesinde, Sovyet yönetmenler Sergei Yutkeviç ve Lev Arnstam tarafından çekilen “Türkiye’nin Kalbi: Ankara” (1934) filmi, Yeni Türkiye’nin kendisini ülke içi ve dışında tanıtma çabasına sinemasal bir katkı sunmuş; ayrıca Cumhuriyet’in ilk yıllarına dair paha biçilmez bir görsel materyal oluşturmuştur. Bu çalışmada, bir siyasal iletişim aracı olarak propaganda sinemasının gelişimi ve önemi üzerinde durulmuş; ülkemizde bu alanda sayılı örneklerden birini oluşturan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme yolculuğuna sinemasal bir tanıklık sunmakta olan “Türkiye’nin Kalbi: Ankara” filmi, anlatısına hâkim olan propagandatif unsurlar bakımından ele alınmaya çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Radio-Television |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2022 |
Submission Date | April 28, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |