In this study, we will try to show that transparency and information flow over digital networks, based on the development of technology made mandatory by the system, do not bring freedom to people, but only create an illusion of freedom, in other words, a transition from Bentham's panopticon to digital panopticon. People are transforming intellectually in line with the system in the face of transparency policies and the constant flow of intense and fast information. Transparency, information and the necessity of making oneself constantly visible in daily life create a prison without walls, in which one lives voluntarily. Society is becoming homogeneous and people are reproducing the system by their own will, in other words, by being kept under surveillance and control through the choices they make. While choices expressing freedom on networks actually impose certain limitations, thought is made compatible with the system by being imprisoned in a world where there is no other. In this context, first, transparency policies and information flow will be analyzed and it will be explained that people's efforts to expose themselves or constantly make themselves visible actually lead to voluntary panopticon. At the end of the study, the digital panopticon, where people are held captive according to their own will, will be examined and it will be tried to show that transparency and information flow through network technologies end freedom. This study aims to contribute both to the theoretical accumulation of intellectual studies in our country and to the literature on how freedom turns into an illusion in the context of transparency and information. The research was tried to be carried out with a qualitative approach and document analysis method.
Communication Sociology Communication Technologies Digital Network Information Panopticon
Çalışmada sistemin zorunlu hale getirdiği teknolojinin gelişimi temelinde dijital ağlar üzerinden şeffaflığın ve enformasyon akışının insanlara özgürlük getirmediği, sadece bir özgürlük yanılsaması yarattığı başka bir deyişle Bentham’ın panoptikonundan dijital panoptikona geçiş yapıldığı gösterilmeye çalışılacaktır. İnsanlar şeffaflık ve sürekli yoğun ve hızlı enformasyon akışı karşısında sistemle uyumlu bir şekilde düşünsel olarak dönüşmektedirler. Şeffaflaşma, enformasyon ve insanın kendini gündelik yaşamda sürekli görünür kılmasının zorunluluğu, duvarları olmayan ve içinde gönüllü yaşanılan bir hapishane oluşturmaktadır. Toplum homojenleşmekte ve insanlar kendi istekleriyle başka bir deyişle yaptıkları seçimlerle gözetim ve kontrol altında tutularak sistemi yeniden üretmektedirler. Ağlar üzerinde gerçekleştirilen özgürlüğü ifade eden seçimler aslında belirli sınırlamalar getirirken, düşünce ötekinin olmadığı bir dünyaya hapsedilerek sistemle uyumlu hale getirilmektedir. Bu bağlamda önce şeffaflığın ve yoğun ve hızlı enformasyon akışının analizi yapılacaktır ve insanların kendilerini teşhir etme ya da sürekli kendilerini görünür kılma gayretlerinin aslında gönüllü panoptikona yol açtığı anlatılacaktır. Çalışmanın sonunda günümüzde insanların kendi istekleri doğrultusunda tutsak oldukları dijital panoptikon incelenecek ve ağ teknolojilerinin üzerinden şeffaflık ve enformasyon akışının nasıl özgürlük yanılsaması yarattığı ortaya konmaya çalışılacaktır. Çalışma hem ülkemizdeki düşünsel çalışmalarının kuramsal birikimine hem de şeffaflık ve enformasyon bağlamında özgürlüğün nasıl bir illüzyona dönüştüğüyle ilgili literatüre katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Araştırma nitel bir yaklaşımla ve doküman analizi yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.
İletişim Sosyolojisi İletişim Teknolojileri Dijital Ağlar Enformasyon Panoptikon
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 22 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024Cilt: 6 Sayı: 2 |