Social media, where we can carry out all kinds of communication, has now become the sole means of following the agenda, and all kinds of information from education to trade, from art to politics have become transferred to individuals in particular and to the masses in general through social networks. In particular, social networks such as X have become a platform where individuals receive news from their environment and the world by taking an important position in the extremely rapid circulation of information - #hastag (tagging), TT (Trending Topic). Although social media is a medium where information is obtained extremely quickly, this speed does not always mean that accurate information is communicated. Moreover, during periods such as war, natural disasters and elections, social media disinformation is seen to intensify, the line between fact and fiction is blurred and the right to receive accurate information, which is one of the most fundamental rights of society, is disrupted. In this study, by focusing on the relationship between social media, disinformation and fake news, the fake news that emerged during the 14 May General Election process was subjected to content analysis, and 118 of the 125 news analysed were found to be false. The most common type of disinformation was found to be false association.
İletişimin her türlüsünü gerçekleştirebildiğimiz sosyal medya artık gündemi takip etmenin de yegâne araçları haline gelmiş, eğitimden ticarete, sanattan siyasete kadar her türlü bilgi sosyal ağlar vasıtasıyla özelde bireylere genelde ise kitlelere aktarılır hale gelmiştir. Özellikle X gibi sosyal ağlar, bilginin son derece hızlı bir şekilde dolaşıma sokulmasında - #hastag (etiketleme), TT (Trend Topic) – önemli bir konuma gelerek bireylerin içinde bulunduğu çevre ve dünyadan haberleri aldığı bir platform haline gelmiştir. Her ne kadar sosyal medya bilginin son derece hızlı bir şekilde elde edildiği mecra olsa da, bu hız her zaman doğru bilginin iletilmesi anlamına gelmemektedir. Dahası savaş, doğal afet ve seçim gibi dönemlerde sosyal medyada dezenformasyonun son derece yoğunlaştığı görülmekte, gerçek ve kurgu arasındaki çizgi bulanıklaşarak toplumun en temel haklarından olan doğru haber alma hakkı sekteye uğramaktadır. Bu çalışmada da sosyal medya, dezenformasyon ve sahte/yalan haber ilişkisi üzerinde durularak 14 Mayıs Genel Seçim sürecinde ortaya çıkan yalan haberler içerik analize tabi tutulmuş, analiz edilen 125 haberden 118’inin yanlış olduğu ortaya çıkmıştır. En fazla rastlanan dezenformasyon türü ise hatalı ilişkilendirme olarak saptanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Journalism, Communication Studies, New Media |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2023 |
Submission Date | November 29, 2023 |
Acceptance Date | December 18, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |